4 Ekim 2008 Cumartesi

*AKP’ NİN 1000 (BİN) BELEDİYEYİ KÖYE DÖNÜŞTÜRME PROJESİ

AKP hükümeti mart ayı sonuna kadar yasalaştırmak üzere 900’ü nüfusu 2000’in altında olan belediye yerleşim alanları olmak üzere 100 kadar da alt kademe belediyesini kaldırarak şu anda mevcut olan 3215 belediye sayısını 2216’ya indirme girişimini başlatmıştır.Yani 1000 belediye ortadan kaldırılacak,bu belediye yönetimleri tekrar köy statüsüne getirilerek bu yerlerde özel idare müdürlükleri sorumluluk alanı içerisine alınacak
AKP’nin olaylara salt siyasi ve oy penceresinden baktığını düşünürsek bu girişimin belediye yerleşim yerlerine yönelik olarak yaklaşan yerel seçimler öncesi kentlilerin siyasal yönetim tercihlerinin AKP lehine dönüşmesi yönünde bir manevra olarak değerlendirilebilir.
Kuşkusuz,küçük belediye yönetimlerinin büyük bölümünde ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Bu olguyu yok sayamayız. Küçük yerleşim yerleri belediyeye dönüştürülürken köyün muhtarı,berberi,kahvecisi,bakkalı,v.b..(bu kişileri küçük görme anlamında ifade edilmediğini özellikle vurgulamak isterim) belediye başkanı ve belediye meclis üyesi olmuşlardır. Belediye imar planı hazırlama ve değiştirme yetkisi bu kişilerin eline geçmiştir. Bu arada bu bölgedeki araziler üzerinden bu kişiler büyük haksız rantlar edinmişlerdir. Sahil ve turizm bölgelerinde bu olumsuzluklar daha büyük boyutlara ulaşmıştır. Genelde tüm belediyeler üzerinde olduğu gibi söz konusu küçük belediyeler üzerinde de merkezi hükümet(içişleri ve bayındırlık bakanlıkları,Sayıştay) denetimi yeterli olmadığı gibi,B.Şehir sınırları içerisinde olmayanlarda B.Şehir denetimi dahi olmamaktadır. Oysa,B.Şehir meclisleri ”her şeye karşın” bir anlamda denetim organlarıdır da. Çünkü,en azından B.Şehir belediyesince hazırlanan nazım imar planlarına uygun olarak bu beldeler uygulama imar planları hazırlamak zorunda kalmaktadırlar.
Bu arada B.Şehir denetiminden de kurtulmuş olan küçük belde yönetimleri nazım imar planı ve uygulama imar planı yapma/değiştirme yetkisine aynı anda sahip olduklarından istedikleri gibi keyfi uygulama içerisine girebilmektedirler. Tabiidir ki bu arada işlerine geldiğinden bzı yatırımcılarda B.Şehir sınırları dışında ucuz arazi aramaya başlamaktadırlar.Yakın geçmişte Mersin B.Şehir sınırlarına komşu küçük beldelerde bunun çok sayıda örneği yaşanmıştır. Yatırımcılar bu beldelerde planı olmayan arazileri alarak bir meclis kararı ile o arazinin hem nazım hem de uygulama imar planlarını hazırlatmışlardır.Böylece kısa yoldan arazilerini arsa haline getirmişlerdir. Biraz da bu olumsuzlukların etkisi ile B.Şehir sınırlarını genişleten B.Şehir yasasının yakın tarihlerde değiştirildiği bilinmektedir. Bu açıdan ilk bakışta B.Şehir sınırları dışındaki nüfusu 2000’in altındaki belediyelerin kaldırılması olumlu gibi gözükebilir. Ancak,bu değişikliğin politik mülahaza ile yapılacağı gerçeği dikkate alındığında AKP’nin girişimine kuşku ile bakmamızı gerektiriyor.

CHP BU KONUDA NE DÜŞÜNÜYOR?

Her türlü yurttaşlık haklarından eşit olarak yararlanması gereken insanlarımızdan kırsal alanda yaşayanların en basit belediye olanaklarından yoksun yaşadığı ileri sürülerek bu adaletsizliğin,bozuk düzenin sürdürülemeyeceği ileri sürülmekte.Zaman içinde tüm yerleşim yerlerinin belediyeye dönüşeceği,bütün köylerde(gerektiğinde birleştirilerek) “kırsal belediyeler” kurulacağı öngörülmekte,muhtarlar belediye başkanı olacak denilmektedir.(CHP Yerel Çözüm 2000 raporundan).
Peki ne yapmalı?

Kuşkusuz kırsal alanda yaşayan kır yoksullarının,köylülerinde kentlerde yaşayan insanların yararlandığı hizmetler gibi eşit biçimde yararlanmasını sağlamak doğru bir yaklaşımdır. Ancak,özellikle politik amaçla beldeye dönüştürülen küçük köylerde çok ciddi yağma ve olumsuzlukların yaşandığı da bir gerçektir. Belediye başkanları ve belediye meclislerinin niteliklerinin iyileşmesi halkın genel eğitim ve kültür düzeyinin yükselmesi ile sınırlıdır.Halkımız kendisini yönetenleri seçerken gereken titizliği göstermeyi öğrenecektir. Bu özlemin gerçekleşmesini beklerken küçük belediyeleri içerisinde bulundukları olumsuzlukları kısa erimde nasıl önleriz? Bu da mevcut belediyeleri ortadan kaldırmaktansa belediye yönetimlerini iyileştirmenin yollarını aramaktan geçmeli. Birincisi,merkezi hükümet belediyeleri denetlemekle yetkili müfettiş ve denetçiler üzerinde siyasi baskı kurmamalıdır.İkincisi,müfettiş ve denetçiler belediyeleri denetlemek için gereken idari,mali ve de özellikle teknik(mühendislik,planlama,imar) konularda bilgi sahibi olmalıdırlar. Üçüncüsü ve özellikle hiçbir belde aynı zamanda hem nazım hem de uygulama imar planı yapma yetkisine sahip olmamalıdır. B.Şehir/veya il belediyeleri sorumluluk alanlarındaki küçük beldelerin nazım imar planlarını hazırlamak ile görevli olmalı,kademeli olarak belde ve hatta ilçe belediyeleri imar uygulamaları böylece il veya B.Şehir belediye meclislerince denetlenme durumunda olmalıdırlar.Yani,sonuçta anahtar kelime DENETLEME ve otokontrol olmalıdır.
Yukarıda çok özetle değinilen AKP hükümetinin sayısal oy hesabı ile alacağı karara karşı muhalefet partileri ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının uyanık olması gerektiği gibi alternatif daha doğru ve rasyonel projeler geliştirmelidirler.

Hiç yorum yok: