4 Ekim 2008 Cumartesi

*MERSİN YOKSULLUK HARİTASI

Dünyada az sayıda gelişmiş ülke küreselleşmeyi ekonomik anlamda yorumlayarak,insan unsurunu,demokratikleşmeyi,dengeli büyümeyi göz ardı etmek sureti ile geri kalmış ve gelişmekte olan ülkeler aleyhine büyümelerine devam etmektedirler. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler cari açıklarını dış borçlanma yoluyla finanse etme yoluna gitmekteler. Bu olgu da işsizliği,yoksulluğu giderek arttırmaktadır.
ABD odaklı IMF—Dünya Bankası—DTÖ(Dünya Ticaret Örgütü) gibi finans kuruluşları gelişmekte olan ülkelerdeki yoksulluk ve işsizliği arttırırken artık giderek etkinliğini yitiren BM(Birleşmiş Milletler) ,”Yoksullukla Mücadele ve Demokratik Yönetişim” adı altında yoksulluğun azaltılması,çevre ve sürdürülebilir kalkınma,demokratik yönetişim ,çevre ve iklim değişikliği gibi konuları aynı kalkınma proğramı çerçevesinde cılız biçimde yürütmeye devam etmektedir.
6.5 milyar toplam dünya nüfusunun % 40’ı günde 2$’ın altında,% 17’si 1$’ın altında gelire sahiptir. Avrupa’da ise 1 inek günde 2$ teşvik almaktadır.Türkiye’de de nüfusun %24’ü günde 4.30$’ın ,%2’si ise1$’ın altında gelirle yaşamını sürdürmektedir.
Amaç GSMH(gayri safi milli hasıla) ‘yı arttırmak değil,sürdürülebilir,dengeli ve demokratik kalkınma içerisinde yaşam standardını yükselterek büyümeyi gerçekleştirmek olmalıdır. GSMH yerineBluton kuralındaki gibi GSMM(gayri safi milli mutluluk) büyütülmelidir.
ABD—IMF—Dünya Bankası—DTÖ—Küreselleşmeye karşın yoksulluk ve işsizliği yenme yönünde başarılı çalışmalardan esinlenmek gerekir. Örneğin bir tarafta teknoloji ve eğitime dayanarak gelişme yolunda ilerleyen Çin ve Hindistan,diğer tarafta ABD ve güdümündeki finans kuruluşlarına karşın solu iktidara taşıyan Güney Amerika ülkeleri..
Yoksul insanlar çok az konuşma fırsatı bulur. Konuştuklarında da kimse dinlemez. Özgür olmayı beklerler. Yoksul ülkelerde yoksul insanlar gibidir. Yoksulluk olmadan büyümeyi gerçekleştirmek sosyal devlet olmanın gereğidir. Yoksulların korunmasında Devlet ve yerel yönetimler daha aktif olmalıdır. Brezilya’da yoksullara,işsizlere uygulanan”asgari gelir desteği” uygulaması araştırılmalıdır. Türkiyede’de yoksulluk sınırındaki herkese ayda 100 $ gelir desteğinin bütçeye maliyeti yılda 4.3 milyar dolar olur. Bu ise toplam ulusal gelirin %1.78’ini oluşturacaktır. Doğan Grubunun satın aldığı İstanbul Hilton oteli arsası alanındaki plan değişikliğinden sağlatılan rantın 3 milyar $’ı geçtiğini belirtirsek rakamın boyutunu yerel yönetimler bazında daha iyi mukayese etmiş oluruz. Açıkçası 1—2 parseldeki kentsel rant yoksullara aktarılırsa Türkiye’deki her yoksula her ay 100$ ‘ın üzerinde geçim desteği sağlanmış olacaktır. Bu rakamı kent ölçeğinde değerlendirdiğimizde de yoksulluğa çözümün çok güç olmayacağı anlaşılacaktır. Önemli olan olayın ciddiyetini kavramak ve buna göre politikalar oluşturmaktır.
Dünya ve ülke genelindeki yukarıdaki genel açıklamalardan sonra Mersin’de ne yapılabilir. Her şeyden önce Valilik—İl Genel Meclisi veya başka birim veya birimleri aracılığı ile veya Mersin B.Şehir Belediye KENT KONSEYİ—YEREL GÜNDEM 21 bu konuyu gündemlerine alarak Üniversite aracılığı ile veya ciddi kamuoyu araştırma firmaları aracılığı ile Mersin’in yoksulluk haritasını çıkartarak işe başlanabilir. Bu harita kent bütününde ve hatta bölgeleri itibarı ile Mersin’in yoksulluk resmini çıkaracaktır. Mevcut durum tespiti yapıldıktan sonra çözüm konusunda Valilik ve B.Şehir Belediyesi öncülüğünde çözüm projeleri üretilmelidir. Sivil Toplum Örgütleri de bu bağlamda palyatif çalışmaları bırakarak somut,sonuca gidecek böylesine önemli bir projeye katkı sunmaya bakmalıdırlar. Yoksa her gün Mersin Kalkınması,Barış Kenti Mersin,Dünya Kenti Mersin sloganlarını soyut biçimde yinelemekten öteye gidilemez.

Hiç yorum yok: