4 Ekim 2008 Cumartesi

*MERSİN VALİSİ VE KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ

Mersin Valisi Sn. H.Aksoy geçtiğimiz günlerde 2 yıllık çalışmalarını ve 2008 yılı hedeflerini basın aracılığı ile kamuoyuna duyurdu. Kuşkusuz Sn. Valimizin Mersin için birçok olumlu çalışması olmuştur.
Kentsel Dönüşüm Projesi( KDP) kapsamındaki düşüncelerini ise bir yönü ile değerlendirmekte yarar görüyorum.
KDP 1970’lerin başından itibaren gündeme gelen Marmara depreminden sonra ise kulağa hoş gelen MODA bir slogan halini almıştır.Projeyi Postmodernizm / Küreselleşme / Neoliberalizm çerçevesinde akademik ve siyasal düzlemde değerlendirmek istemiyorum. KDP günümüzde değişik açılardan uygulanmaya çalışılmaktadır. Örneğin bir sanayi kenti oluşturmak,tarihi yapıların yoğun olduğu bölgelerde yeniden yapılanmaya gitmek,doğal afet bölgelerinde yeni yerleşim alanları yaratmak. Bu yazıda ele alınacak yönü ise yoğun göç sorununun yaşandığı,gettoların oluştuğu,işsizliğin yüksek olduğu,enformel ilişkilerin hakim olduğu altyapısız ,sağlık koşulları yetersiz bölgelerde kendilerini dışlanmış hisseden insan topluluklarına rastlanılan çöküntü alanları. KDP ile bu bölgelerde yaşayanların kentin başka bölümlerine aktarılması.
Sn.Valinin açıklamaları KDP ile tam olarak örtüşmese de son söylenen gerekçelere daha yakın düşmektedir. Açıklamadaki “GÖÇ ÇARPIK KENTLEŞMEYİ BESLEDİ” vurgusu yanlış olmamakla beraber kanımca sorunun salt bir yönden betimlenmesi olsa gerek. Çünkü,göç olgusunun yaşanmadığı birçok belde de (özellikle sahil beldelerinde) çarpık yapılaşma söz konusudur. Zaten KDP ‘ni Sn.Vali’nin açıkladığı Yenişehir’deki 85 dönümlük alan ,Toroslar ve Akdeniz beldelerinde düşünülen TOKİ konutları ile sınırlarsak bu zaten başka bir şey.,bu düşünce KDP olarak adlandırılmasa gerek. Zaten kent sorunlarını parçacı zihniyetle ele almak yanlıştır. Fiziksel mekanlara salt estetik ve sermaye mantığı ile bakmak yerine kentin sosyal,kültürel ve psikolojik ilişkilerine çok yönlü bakmak gerekiyor. Yanlış proje mantığı ile hareket edilirse yeni kent yoksulları yaratılabilir,dşlanmışlık artabilir,yapısal sorunlar daha da artabilir,belki de hepsinden önemlisi etnik,dinsel çelişkiler giderek taşınmaz hale gelebilir.
Açıklamadaki Akdeniz’de %22,Yenişehir’de %25,Toroslar’da %54 düzensiz konut alanları rakamlarını kimler,nasıl tesbit etmiş? Birebir böyle bir çalışmamı yapılmış? Bu bulguları da sanırım analiz etmek gerekir.Herşeyden önemlisi Sn.Valinin gündemine KDP ‘ni kimler aldırmış? Dönüşümden ne anlaşılıyor? Belediye ve belediye meclislerinde bu konu geniş bir perspektifden ele alınarak tartışılmış mı? Basında yer aldığı kadarı ile bu projeyi KDP olarak adlandırmak biraz zorlama olur gibi. Sn.Valinin Mersin için iyiniyetli bu girişimine altlık oluşturacak bilgileri veren kadroların KDP’nden ne anladıkları açıklamaya gerek duyurmaktadır. Sanırım bu projenin Belediyeler ve ilgili meslek odaları ile katılımcı bir anlayışla yeniden değerlendirmeye alınmasında yarar olabilir. Bu arada bu konuda Belediyelerimiz ve özellikle şehir plancıları odası,mimarlar odası,inşaat mühendisleri odası ve harita mühendisleri odaları ne düşünüyor acaba?

Hiç yorum yok: