4 Ekim 2008 Cumartesi

*HALKIN İKTİDARI

Demokrasilerde halkın,halk tarafından,halk için yönetimi amaçlanmaktadır.Demokrasi ile yönetilen ülkemizdeki siyaset anlayışı gerçekte böyle midir?Hem bütün yurttaşlar, hem de “ortalama yurttaşlar” olarak tanımlanabilecek halkımız,bulundukları şehirlerin ve ülke yönetiminde ne kadar söz sahibi?
Yürürlükteki TEMSİLİ DEMOKRASİ modelinde kitleler seçimden seçime sandıklara oy pusulalarını atarlar.Daha sonra ise bu seçmenlerin edilgen konumlarına geri çekilmeleri istenir.Halkın seçtiklerini geri çekme (düşürme) yetkisi yoktur,denetleme olanağı yoktur.Yuttaşların seçim dönemi dışında söyleyeceklerinin önemi yoktur.Yurttaşların siyasete sürekli katılımını sağlayan düzenleme yoktur.Seçilenler seçmenlerin kendilerine verdiği gücü tekellerine alarak “siyasal fetişizm” e yol açmaktadırlar.Siyaset sadece profesyoneller tarafından yapılarak bunların tekeline bırakılmamalıdır.Sessiz çoğunluğun karar alma süreçlerinde söyleyecekleri dikkate alınarak yönetime katılımları sağlanmalıdır.
Mevcut yapıda kadınların erkekleri temsili demokrasinin durağan yapısında elde ettikleri kazanımlardan,mevkilerden atmaları olası mıdır? Temsili demokrasinin uygulanan modeline öncelikle karşı duruş sergilemesi gerekenlerin başında kadınlar yer almalıdır.Gençlerimizi ortalıkta görebiliyor muyuz? Engelli insanlarımızı ne kadar dinliyoruz?
Gelişmiş ülkelerde son iki yüzyıl içinde (genel oy hakkı,anketler,referandumlar,yeni iletişim araçları gibi olgular sonucu) SİYASETİN YAPILMA BİÇİMİ DEĞİŞTİ. Artık, demokrasilerdeki bildiğimiz kuvvetler ayrılıklarına sivil toplum kuruluşları ve “katılımcı piramit” modeli ile yurttaşların yönetime ortak olması eklenmelidir.
Demokrasiyi demokratikleştirebilmek için vatandaşların karar alma süreçlerine katılarak “birlikte yönetim” modeli oluşturulmalıdır.Bunun için DOĞRUDAN DEMOKRASİ aygıtları hayata geçirilmelidir.Yeni belediyeler yasasındaki REFERANDUM olgusu bunlardan sadece biridir.Önemli kararlar öncesi tarafsız kuruluşlara yaptırılacak ANKETLER de önemlidir.Ama , hepsinden önemlisi apartman-sokak mahalle bölge bazında yurttaşların “yıllık” olarak ve”kur’a ile belirleyerek” mahalle meclisleri,bölge komiteleri,”yurttaş jürileri” gibi yapılanmasını dernekler,sivil toplum örgütleri ile birlikte “piramit benzeri” sistem içinde bir araya getirerek doğrudan demokrasiyi işletmek gerekir.Mikro-yerel düzeyden başlayarak yurttaşlar karar alma süreçlerine ,yönetime katkı sundukları zaman FARKLI BİR DEMOKRASİ DOĞACAKTIR.
Umut edilen farklı demokrasi halkın yönetimlerin karar almalarına katkıda bulunduğu “doğrudan demokrasi” ile mevcut “temsili demokrasi” nin birleşmesi ile olasıdır.Doğrudan ve temsili demokrasinin birleştiği yönetimlerde gerçek “HALK İKTİDARI” gerçekleşebilecektir.Şikayet ettiğimiz siyasetin mevcut durağan yapılanmasının değiştirilebilmesi için küreselleşmeye karşı olan sosyal demokratların,özgürlükçü sol düşüncelilerin,neo-liberal düşünce karşıtlarının bir araya gelerek çözüm modeli oluşturma zamanıdır.

Hiç yorum yok: